International Journalists
Pazartesi, Mart 27, 2023
  • HABERLER
  • RAPORLAR
    • Dernek Raporları
    • Alıntı Raporlar
  • ETKİNLİKLER
    • Basın Açıklamaları
    • Duyurular
    • Medya Akademisi
    • Diğer Etkinlikler
  • HAK İHLALLERİ
    • Medya Hak İhlalleri
    • Tutuklu Gazeteciler
  • HAKKIMIZDA
    • Biz Kimiz
    • Dernek Tüzüğü
    • Üyelik
    • Destek
    • Kampanyalar
  • YAZARLAR
    • Analiz
    • Röportaj
  • JOURNALIST POST
  • Türkçe
No Result
View All Result
  • HABERLER
  • RAPORLAR
    • Dernek Raporları
    • Alıntı Raporlar
  • ETKİNLİKLER
    • Basın Açıklamaları
    • Duyurular
    • Medya Akademisi
    • Diğer Etkinlikler
  • HAK İHLALLERİ
    • Medya Hak İhlalleri
    • Tutuklu Gazeteciler
  • HAKKIMIZDA
    • Biz Kimiz
    • Dernek Tüzüğü
    • Üyelik
    • Destek
    • Kampanyalar
  • YAZARLAR
    • Analiz
    • Röportaj
  • JOURNALIST POST
  • Türkçe
No Result
View All Result
International Journalists
No Result
View All Result

Tutuklu gazeteci Büşra Erdal’dan mektup var

Tutuklu gazeteci Büşra Erdal’dan mektup var

‘Örgütten ayrıldığıma yönelik beyanım yok’ diye tahliye edilmiyorum!

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Zaman gazetesinin eski yargı muhabiri Hanım Büşra Erdal, dört yıldır tutulduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinden avukatı aracılığıyla bir mektup gönderdi.

Temmuz 2016’da gözaltına alınan Erdal, daha sonra tutuklanmış ve yargılandığı “FETÖ medya” davasında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Erdal’ın hapis cezası geçtiğimiz aylarda Yargıtay tarafından onanarak kesinleşti. 

RELATED POSTS

RTÜK yine ceza yağdırdı: Tele1, Fox TV, Halk TV, Show TV

IJA: AKP Hükümeti yabancı gazetecileri tehdit olarak görüyor!

Erdal, 5 Ağustos 2020 tarihli mektubunda denetimli serbestliğe hak kazanmak için gerekli sürenin dolmasına rağmen cezaevi yönetiminin “örgütten ayrıldığına dair” bir beyanı olmadığı gerekçesiyle tahliye talebini reddettiğini aktardı.

Mektubun tam metnini yayımlıyoruz. 

05.08.2020

Bakırköy cezaevinde kalan son kadın gazeteci olarak, 4 yıllık hapisliğin ardından kendimi bir kez daha anlatmak adına bu mektubu yazıyorum. Yargıtay, geçtiğimiz aylarda “FETÖ üyeliği” gerekçesiyle verilen 6 yıl 3 ay hapis cezamı onadı. Denetimli serbestlik uygulamasıyla tahliye hakkımı kullanabilmem için geçmesi gereken 3 yıl 8 aylık süre dolduğu için de tahliye talebinde bulundum. Ancak Cezaevi Müdürlüğü, “Örgütten ayrıldığına dair idaremize yazılı ya da sözlü bir beyanda bulunmamıştır” diyerek talebimi reddetti.

Bu kararı görünce ilk olarak, cezaevinde devlet gözetiminde tutulduğum koğuşta Fethullah Gülen’in yeğeninin saldırısına uğramam aklıma geldi. 2018’in Ekim ayıydı. Nazlı Hanım ile birlikte kaldığımız koğuşa getirilen Fatmanur Gülen isimli bu kişi ile daha ilk başta anlaşılmazlıklar, düşünsel farklılıklarımız ortaya çıktı. Devamında bu kişi gözümü korkutmak, beni sindirmek için üstüme yürüdü, omzumdan itekledi, tacizkar tavırlar sergiledi. En sonunda ise, avluda müzik dinleyerek yürüdüğüm sırada şahsımı, bedenimi hedef alarak iki kez büyük cam bardaklardan attı. Birinde bardak, duvardan geri sekip ayak bileğime çarptı. Betona çarpan cam bardağın sesine koşan infaz koruma memurları ve Nazlı Hanım beni kurtardı. Şahıs, kameranın ve memurların gözü önünde –çünkü ilk bardak sesini duyan memurlar koğuşa koşarken, ikinci kez atmaya davrandığını pencereden görünce ‘yapma’ diye bağırmışlardı- yaptığı bu şiddet eyleminden sonra disiplin cezası verilerek koğuştan alındı. Bütün bunlar sadece 2 haftada olup bitti.

Bu olay başıma geldiği sırada Oscar Wilde’ın Reading zindanındayken arkadaşına yazdığı uzun mektubu okuyordum. Wilde orada şu tespitte bulunuyordu, altını çizmiştim; “Hayatta önemli olan şeyler göründükleri gibidirler, bu yüzden de, sana tuhaf gelse bile yorumlanmaları genellikle zordur. Oysa önemsiz şeyler, birer simgedir. Acı dersleri de onlardan alırız.” Ben, 15 Temmuz darbe girişimi gibi korkunç bir eylemin gerçekliğini, kötülüğünü, acımasızlığını görmüş, o güne kadar ‘dini cemaat’ bildiğim bu yapı ile düşüncelerimi, yolumu ayırmıştım. Ve bu kötülüğü nasıl yapabildiler? Kendilerine inanan sıradan anadolu insanını nasıl göz göre göre ateşe atabildiler? Bütün bunların üstüne nasıl hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyorlar? …vs. Bu sorular ve cevapları ile kendimi onlardan en uzağa koymuşken, işte o uzaklıktayken dahi ‘Gülen’ soyadlı birinin saldırısına uğradım, aşağılandım. Bu saldırının benim için simgesel bir anlamı oldu.

Geçmişte ‘cemaat’ diye bilinen bu yapı ile ilişkim kolejinde okumak ve Zaman gazetesinde çalışmaktan öte olmadı. Özellikle 90’ların ikinci yarısında farklı yaşam tarzlarına, farklı görüşlere sahip sınıf arkadaşların, öğretmenlerin olduysa, Refah partili gurbetçi çocuklarıyla dolu, İzmir’de, İzmir’in renklerini taşıyan bir kolejde cemaati tanıdıysan ve sempati düzeyinde bir ilişkin varsa arka plandaki gizlenmiş kötülüğü göremiyorsun. Gün geliyor, sempatinin de etkisiyle aşırı, sorgusuz sualsiz bir şekilde bu yapıyı savunabiliyorsun. Benimkisi öyle oldu. Ancak 15 Temmuz ile birlikte hakikatı görebildim, düşüncelerim değişti.

Bugün hala “örgütten ayrılmadı” şeklinde bir iddiayı şahsıma hakaret olarak alıyorum. 15 Temmuz darbe girişiminin, sonrasında ortaya çıkan gerçeklerin, itirafların, organize kaçışların üstüne hala bağım devam etseydi bu en başta özbenliğime, ailemin verdiği özsaygıya, babamın ben daha çocukken kurduğu çocuk kitaplığıma, okuduğum kitaplara, sevdiğim yazar/şairlere, demokrasi bilincime, hayatımı anlamlandıran tüm değerlere ihanet olurdu. Bu inancıma, kendime ihanet olurdu.

Meslek hayatı ‘darbe karşıtlığı’ üzerinden ilerlemiş bir gazeteci olarak savunduğum, yanında durduğum bu yapının darbeci çıkması benim için şoke edici, utanç verici olmuştur. Mahkemede başım dik, onurla savunabildiğim bir meslek hayatı bırakmadılar. Geçmişte Yıldıray Oğur’un kendisi ile ilgili kullandığı “kullanışlı aptal” lafıyla dalga geçmiştim. Gün gelecek, o lafın şahsım için hafif kaldığı şeklinde bir hissiyatta olacağımı asla tahmin etmezdim. Kullanılmanın, aptallığın en acı şeklini yaşamış, görmüş oldum. Bugün ne kadarının gerçek ne kadarının gerçek dışı olduğunu bilemediğim bazı önemli yargı süreçlerinde ben habercilik yaptığımı düşünürken onlar haberlerim üzerinden birilerine kötülük yapmışlar. He ne kadar bunun bilincinde değildiysem de hakkına girdiğim insanlar olduğunu görüyorum. Ve hayatımın geri kalnında bunlarla anılmak, bu yük benim en büyük utancım olacak.

Bu ülkede bu utancı bırakarak kaçıp gittiler. Kara bir leke bırakıp kaçıp gittiler. Kandırıp kaçıp gittiler, kullanıp kaçıp gittiler. Ben ise gözaltı kararı çıktığı gün polise gidip teslim oldum. 4 yıldır hapisteyim ve 8 aydır da tek başıma bu hücrede kalıyorum. 4 yıllık bu yalnızlıktan çok şey öğrendim ben, bu sessizlikten en çoğunu…

Zaman gazetesini ben kurmadım, ben yönetmedim. Yayın politikasını, manşetlerini ben belirlemedim. Bunları yapanların hepsi dışarıda. Ben Zaman’da sadece muhabirlik/yazarlık yaptım. Hukuk fakültesi öğrencisiyken adım attığım adliyelerde geçti tüm meslek hayatım. Gazeteciliği çok sevdim. Mesleğimi yaparken de ‘cemaat’ diye bildiğim bu yapıyı masum sandım, açık açık savundum. Şimdi de tüm bu konularda yanıldığımı, hata yaptığımı açık açık söylüyorum. Artık onlarla birlikte anılmak istemiyorum.

Mahkemenin verdiği hapis cezasının infazını çoktan tamamladım. Dışarıda beni bekleyen bir ailem, 4 yıldır göremediği torununu ölmeden önce son kez görebilmek için dua eden 89 yaşında hasta bir babaannem var…

Bakırköy cezaevinin tel örgülerle çevrili avlusunda sabaha kadar ışıklar yanıyor. Perdesiz pencerelerle aydınlıkta uyumaya alıştım. Öyle çok sivrisinek var ki ona alışamadım. Bir saksı top fesleğen olsaydı, işte onun yerini hiçbir şey tutmuyor, bu Ağustos vakti…

Beyanım budur…

Hanım Büşra Erdal

Bakırköy Kadın Cezaevi

M-20

TweetSendShare

Related Posts

Haber

RTÜK yine ceza yağdırdı: Tele1, Fox TV, Halk TV, Show TV

IJA: İktidarın deprem krizindeki beceriksizliği, gazetecilere baskıyla örtülemez
Basın Açıklamaları

IJA: AKP Hükümeti yabancı gazetecileri tehdit olarak görüyor!

Erişim engellerinin duyurulduğu EngelliWeb erişime engellendi
Haber

Erişim engellerinin duyurulduğu EngelliWeb erişime engellendi

Erişim engellerinin duyurulduğu EngelliWeb erişime engellendi

Erişim engellerinin duyurulduğu EngelliWeb erişime engellendi

İfade Özgürlüğü Derneği’nin aktardığına göre 500’den fazla erişim engeli duyurusunun bulunduğu EngelliWeb sitesi, ‘kişilik hakları ihlali’ gerekçesiyle, Rize Sulh Ceza Hakimliğinin 20 Mart 2023...

2. Canva eğitimimiz başarıyla tamamlandı

2. Canva eğitimimiz başarıyla tamamlandı

International Journalists Association (IJA) Medya Akademisinin düzenlediği eğitim programları 2023 yılında da tüm hızıyla sürüyor. 2022 yılında video kurgu ve...

DW Türkçe ofisini kapatıyor

DW Türkçe ofisini kapatıyor

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, DW Türkçe’nin yabancı şirket temsilciliği olarak ofis açmasını mümkün kılan çalışma izninin uzatılmadığını, bu nedenle...

IJA’dan cezaevindeki kadın gazetecilerle ilgili açıklama

IJA’dan cezaevindeki kadın gazetecilerle ilgili açıklama

En fazla kadın gazetecinin hapiste olduğu ülkeler Çin, İran, Belarus ve Türkiye. Dünya çapında 102, Türkiye’de ise 12 kadın gazeteci...

Gözaltına alınan gazeteci Gökhan Özbek serbest

Gözaltına alınan gazeteci Gökhan Özbek serbest

Sosyal medyada etkin paylaşımlar yapan @yirmiucderece'nin kurucusu gazeteci Gökhan Özbek iktidarı eleştiren paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Tutuklama talebiyle adliyeye...

Gazeteciler Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek için 6,5 yıl sonra tahliye kararı

Gazeteciler Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek için 6,5 yıl sonra tahliye kararı

Gazeteciler Ahmet Altan, Prof. Dr. Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la birlikte yargılanan Zaman gazetesi eski görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı ve...

Yalnız-ca gazeteci: Mehmet Baransu

Tutuklu gazeteci Baransu: ‘Kimsenin önünde eğilmem’

Hukuksuz şekilde yıllardır cezaevinde olan gazeteci Mehmet Baransu, yargılandığı Egemen Harekât Planı davasındaki savunmasında "Sekiz yıldır cezaevindeyim, bir böbreğimi kaybettim...

İki gazeteci deprem haberleri nedeniyle tutuklandı

İki gazeteci deprem haberleri nedeniyle tutuklandı

Osmaniyeli iki gazeteci kardeş deprem çadırlarının dağıtımının beklediği iddiasıyla yaptıkları sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı. Tutuklamaya gerekçe olarak, kaçma şüphesi,...

Biz Kimiz

Adres: Poststrasse 2-4, 60329 Frankfurt am Main

Telefon : +49 179 1385035

E-Posta : contact@internationaljournalists.org

Bizi Destekleyin

Sparkasse.svg
paypal-kryptowaehrung-geruecht-bitcoin-1l1
review-and-improve-your-patreon-campaign

IBAN: DE29 5065 2124 0004 1249 13 Sparkasse / BIC: HELADEF1SLS

Journalist Post


    Bülten aboneliği için lütfen bize e-posta adresinizi bırakınız.

    AFP
    fra
    Stifter-helfen-Logo
    csm_keyvisual_amazonsmile_4a7bf8e187
    peaceful-actions-logo

    © 2017 - 2022 Designed by Increases

    No Result
    View All Result
    • HABERLER
    • RAPORLAR
      • Dernek Raporları
      • Alıntı Raporlar
    • ETKİNLİKLER
      • Basın Açıklamaları
      • Duyurular
      • Medya Akademisi
      • Diğer Etkinlikler
    • HAK İHLALLERİ
      • Medya Hak İhlalleri
      • Tutuklu Gazeteciler
    • HAKKIMIZDA
      • Biz Kimiz
      • Dernek Tüzüğü
      • Üyelik
      • Destek
      • Kampanyalar
    • YAZARLAR
      • Analiz
      • Röportaj
    • JOURNALIST POST
    • Türkçe