-Reuters foto muhabiri James Akena, Uganda askeri tarafından dövüldükten sonra gazeteciliği bıraktığını Twitter’dan şu şekilde duyurdu, “Uganda ordusu bana boyun eğdirdi ve gazeteciliği bırakmama sebep oldu” diye yazdı.
-Ugandalı yazar Kakwenza Rukirabashaija, gözaltındayken işkence gördü ve ülkeyi terk etti. Gördüğü işkenceyi, “Pense kullandılar ve kalçalarımdan ve her yerden et kopardılar.” diye anlattı.
– Abubaker Lubowa, “Uganda’da gazeteci olmak zor.”
2021’de Reuters foto muhabiri James Akena, 20 Ağustos 2018’deki #freeBobiWine protestolarını anlatırken bir Uganda askeri tarafından dövüldükten sonra gazeteciliği bıraktığını ilan etti. Ödüllü gazeteci Twitter’dan ayrılışını şu şekilde duyurmuştu: “Uganda ordusu bana boyun eğdirdi ve gazeteciliği bırakmama sebep oldu.”
Akena ellerini havaya kaldırdı, sadece kamerasını tuttu, biri gelip de onu kurtarana kadar dövdüler. Dayaklar nedeniyle birden fazla kafa travması geçirdi, kırık bir parmak ve kaymış bir omurgasının üstüne, bir de başının arkasından bir pıhtı attı. Sonuç olarak tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı.
Savunma Kuvvetleri Komutanı Teğmen General David Muhoozi, askerlerin davranışından dolayı özür diledi. Akena daha sonra hükümete 27 bin dolarlık tazminat davası açtı.
Uganda Gazeteciler Birliği (UJU) Başkanı Lucy Ekadu, “Uganda’nın eskisinden daha fazla medya kuruluşu var, ancak bu medyanın özgür olduğu anlamına gelmiyor.” diyerek ekliyor, “Gazeteciler çalışmalarından sorumlu tutuluyor, yasalar medyanın yolunu tıkamak için yapılıyor, bu yüzden medya çeşitliliği olsa bile özgürlük yok.”
Uganda Gazeteciler Cemiyeti’nin (UJA) başkanlığı için de mücadele eden Daily Monitor’un kıdemli foto muhabiri Abubaker Lubowa, Uganda’da gazeteci olmanın zor olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Hükümetten yerel yönetime kadar politikacılar gazetecilerin haklarını ihlal ediyor. Eyalet Meclisi ile ilgili negatif bir haber yazdığınızda sizi göz altına almalarını beklersiniz. Politikacılar ve güvenlik güçleri medya özgürlüğünün en büyük ihlalcileridir. O zaman sıradan insanlar gazetecilerin dengeli hikayeler yazmasını istemez. Sizi bir haber için aradıklarında, haberin doğrulanması için karşı tarafla konuşmanızı istemezler. Bilgiye ulaşmak da zor. Medya özgürlüğünü uygulayan güçlü yasalarımız olmalı. O zaman güvenlik personeli ve genel halk medyanın nasıl işlediği konusunda duyarlı olmalıdır.”
Ancak Uganda Hükümeti, medyayı Uganda’nın yönetimi ve gelişiminde ayrılmaz bir aktör olarak gördüklerini söylüyor. Bu nedenle hükümet, özgür, canlı ve sorumlu bir medyaya olanak tanıyan bir ortam yaratmama konusunda kasten böyle davranıyor.
KALÇALARIMDAN PENSE İLE ET KOPARDILAR
Şubat 2022’de, Cumhurbaşkanı Museveni’yi eleştirdiği için tutuklandıktan sonra yaklaşık bir ay hapis yatan Ugandalı bir yazar olan Kakwenza Rukirabashaija, gözaltındayken işkence gördü ve sonra da ülkeyi terk etti. Gördüğü işkenceyi, “Pense kullandılar. Kalçalarımdan ve her yerden et kopardılar. O gün öldüğümü düşündüm. Uganda vatandaşlığından çıkmayı düşünmüştüm.” şeklinde anlatmıştı.
Akena ve Rukirabaşayca’nın davaları, Uganda’daki medya çalışanlarının, hükümeti eleştirdikleri ve gerçeği ifşa ettikleri için son zamanlarda maruz kaldıkları zor koşulları özetliyor.
Son yıllarda, özellikle protestolar ve seçimler sırasında birçok gazeteci güvenlik güçleri tarafından hedef alındı. Ve birçoğunun Akena gibi mahkemede adalet arayacak imkanları yok. Bunun yerine, failleri tarafından tehlikeye atılmalarına izin veriyorlar.
13 Ağustos 2018’deki ara seçimler sırasında güvenlik güçleri Arua’daki olayları bildirirken gazetecilere canlı yayında saldırarak ve darp etmişti. Gazeteciler Herbert Zziwa ve Ronald Muwanga saldırıya uğradı, gözaltına alındı ve daha sonra şiddet olaylarını kışkırtmak ve mülke zarar vermekle hakim karşısına çıktı.
Birçoğu, #FreeBobiWine protestoları sırasında polis ve ordunun dayağı sonucu hala ciddi sağlık sorunlarıyla uğraşıyor. Seçim döneminde hükümet, tüm gazetecilerin akreditasyon için yeniden başvurmasını istedi.
Uganda hükümetinin Medya Konseyi başkanı Paul Ekochu, gazetecilerin güvenliğini garanti altına almak için incelemeye ihtiyaç olduğunu aktardı.
Benzeri görülmemiş bu hareketle Uganda Medya Konseyi, ülkede ikamet eden tüm yabancı gazetecilerin akreditasyonlarını iptal ederek yedi gün içinde yeniden başvurmaları gerektiğini ilan etti. Önemli sayıda birçok yabancı gazeteci ya ülkeden ihraç edildi ya da ülkeye girmesi yasaklandı.
Ardından 5 Aralık 2020’de hükümet, CBC gazetecileri Margaret Evans, Lily Martin ve kameraman Jean-Francois Bisson’u sınır dışı etti. Cumhurbaşkanı Museveni ve destekçileri, yabancı gazetecilerin muhalefet adayı Bobi Wine’dan yana olduklarını iddia ettiler.
HER FIRSATTA ŞİDDET
Gazeteciler de Covid-19 salgını sırasında zor şartlarla karşı karşıya kaldılar. Covid-19 yasakları sırasında polis gazetecilere karşı da şiddete başvurduğuna dair çeşitli olaylar vuku buldu.
Polis, 30 Temmuz 2021’de, sokağa çıkma yasağının başlamasının ardından insanları dağıtmak için güç kullanan polisin fotoğraflarını çeken Daily Monitor gazetesi ve NTV Uganda muhabiri Iceta Scovin Metedio’ya saldırdı. Iceta, kendisini gazeteci olduğunu gösteren bir yelek giymesine rağmen saldırıya uğradı. Ayrıca polis memurları kamerasına el koydu ve çektiği fotoğrafları sildi.
Başka bir olayda polis memurları, sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği için Radio Mityana muhabiri Patrick Bukenya’yı yumrukladı.
Parlamentoyu takip eden gazeteciler, yasama organıyla ilgili olumsuz haber yaptıkları için parlamentonun tehditleri altında yaşadıklarını iddia ediyorlar. Bazıları hayatta kalmak için otosansüre başvuruyor.
İsminin açıklanmasını istemeyen Uganda Parlamentosu Basın Birliği’nin kıdemli bir yöneticisi, “Kendi yazdıklarımızı sansürlemeye karar verdik, aksi takdirde konuşmacının gazabından kurtulamıyoruz.” diyerek iyi davranışı ödüllendirme, kötü davranışı da cezalandırma anlamına gelen ‘havuç ve sopa’ yaklaşımının kullanıldığını ifade ediyor.
Ocak 2023’ün sonlarında, kıdemli gazeteci Simon Muyanga Lutaaya ve iki meslektaşı Adam Mahad Kungu ve Lukia Mpoza, yaptıkları İskân ve Kentsel Gelişim Bakanlığı haberlerinden dolayı çalıştıkları BABA TV’den kovuldular.
Devlet medya özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü kısıtlarken, medya dünyasındaki iç çekişmeler durumu daha da kötüleştirdi. Hükümet, medyanın 1995 tarihli Basın ve Gazeteciler Yasası’nda yapılan değişiklik konusunda kararlar almasına izin verdi. Ancak basın kuruluşlarının aralarındaki mücadele süreci boşa çıkarıyor.
Gazeteciler birbirleriyle savaşmaya devam ederken, hükümet sektörü dize getirmede medyanın önüne geçmeye sürdürüyor. Hükümet, en büyük tehdit olarak gördüğü çevrimiçi medyayı susturabilmek için ‘Bilgisayarı Kötüye Kullanım’ yasası adı altında yeni kararlar aldı.
Esther Nakkazi, serbest çalışan bilim ve teknoloji gazetecisidir. Uganda ScieGirl blog yazarı; medya eğitmeni; Uganda Sağlık Gazetecileri Birliği’nin (HEJNU) kurucusudur.