Avrupa Konseyi Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü, insan hakları savunucuları ve sivil toplumun durumuna ilişkin bir uyarı yazısı yayımladı.
Yazıyı hazırlayan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, “Gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve sivil toplumun kendilerine yönelik sistematik baskının ve adli işlemlerin damgasını vurduğu son derece düşmanca bir ortamda faaliyet gösterdiği Türkiye’de ifade özgürlüğü tehlike altındadır” dedi. Aynı zamanda Türkiye’de medya ve ifade özgürlüğünün “yoksul ve tek taraflı” hale geldiği ifade edildi.
Terörizm Adı Altında Gazeteci Tutuklamaları Meşrulaştırılıyor!
Yayımlanan raporda Türkiye ve Avrupa genelinde basın özgürlüğüne yönelik endişelerin arttığı belirtildi. Türkiye’de ulusal güvenlik gerekçesiyle gazetecilere yönelik baskıların arttığını ve hükümetin gazetecilere karşı aşırıcılık veya terörizm suçlamalarını kullanarak hapsedilmesini meşrulaştırdığı açıklandı.
Her 3 Ayda Bir 200 Gazeteci Mahkemeye Çıkartılıyor!
Özellikle Türkiye’de, gazetecilere yönelik tutuklama ve gözaltı vakalarında belirgin bir artış yaşandığı gözler önüne serildi. Son 20 yılda her üç ayda bir, ortalama 200 gazeteci çalışmalarıyla bağlantılı olarak Türkiye’nin terörle mücadele mevzuatı veya Ceza Kanunu kapsamında mahkemeye çıkarıldığına raporda yer verildi. Aynı zamanda, Kürt yanlısı olarak bilinen kişilere karşı başlatılan operasyonlar sürdüğünü ve gazetecilerin ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasal düzenlemelerin gündeme geldiği vurgulandı. Bu durum, uluslararası toplumun dikkatini çektiğini ve endişelerin arttırdığı vurgulandı.
Ayrıca, gazetecilere yönelik fiziksel saldırıların devam ettiğine dikkat çekildi. Polis ve güvenlik hizmetlerinin gazetecilere karşı baskı uyguladığı ve ifade özgürlüğünü engellediği öne çıkarıldı. Bu durum, Türkiye’deki demokratik ilkelerin ihlal edildiği ve basın özgürlüğünün tehlikede olduğu endişelerini artırdı.
Son olarak, medya kuruluşlarına yönelik düzenleyici işlemlerin artması da dikkat çekildi. Hükümetin, medya kuruluşlarına para cezaları ve yayın durdurma gibi yaptırımlar uyguladığı belirtildi. Örnek olarak, Üst Kurulu’nun (RTÜK), Halk TV ve TELE1’e yıllık gelirlerinin yüzde beşi oranında, FOX TV Türkiye’ye ise belirsiz suçlamalarla yüzde üç oranında para cezası verdiği açıklandı. RTÜK ayrıca, hükümetin depreme hazırlık ve kurtarma çalışmalarını eleştiren Halk TV ve TELE1 programlarının sonraki beş bölümünün yayınını durdurdu. Aynı zamanda, Türkiye’de Deutsche Welle (DW) televizyon yayıncısının lisansının yenilenmesinin reddedilmesine de yer verildi.
Toplum Çaba Göstermeli
Konsey’de gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilmesi ve ifade özgürlüğünün korunması için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerektiği söylendi ve bu durum için Mijatovic “İfade özgürlüğü için elverişli bir ortam yaratılmalı” dedi.