Expression Interrupted platformu tarafından hazırlanan İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi raporlarının altıncısı yayımlandı. 2022’nin ikinci çeyreğinde 116 davada 168 gazeteci hâkim karşısına çıktı. Dokuz gazeteciye 17 yıl 6 ay 12 gün hapis cezası verildi. Diyarbakır’da 16 gazeteci ve medya çalışanının tutuklanmasıyla cezaevindeki gazeteci sayısı 67’ye yükseldi
Dava ve açık kaynak takip çalışmaları sonucunda elde edilen veriler ışığında Expression Interrupted platformu tarafından hazırlanan İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi raporu, 2022’nin Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsıyor.
Mayıs ayında “dezenformasyon yasası” olarak bilinen 40 maddelik kanun teklifinin Meclise sunulmasıyla Türkiye’de sansürün görülmemiş boyutlarda yaygınlaşacağı endişelerine yer veren raporda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) talebiyle lisans başvurusunda bulunmadıkları gerekçesiyle Deutsche Welle (DW) ve Amerika’nın Sesi (VOA) kuruluşlarının haber sitelerine Türkiye’den erişimin engellendiği de hatırlatılıyor. Raporda, böylece Türkiye’deki medya kuruluşlarını hedef alan baskı ve denetim sisteminin uluslararası medya kuruluşlarının Türkçe servislerine de genişletildiği belirtiliyor.
Raporda ayrıca Diyarbakır’da 16 gazeteci ve medya çalışanının bir soruşturma kapsamında tutuklanmasıyla cezaevindeki gazeteci sayısında gözlemlenen düşüş sürecinin tersine döndüğü vurgulanıyor. 2021 başında Expression Interrupted tarafından elde edilen verilere göre 87 olan cezaevindeki gazeteci sayısı 2022’nin ikinci çeyreğinin başında 56’ya kadar inmişti. Aynı dönemin sonu itibarıyla bu sayı, uzun süredir cezaevinde bulunan dört gazetecinin tahliye edilmesine rağmen 67 oldu.
Rapora göre, yılın ikinci çeyreğinde gazetecilerin sanık olarak yargılandığı 116 dava görüldü. Bu davalarda sekizi yabancı ülke vatandaşı 168 gazeteci yargılandı. Karara bağlanan davalarda dokuz gazeteciye toplam 17 yıl 6 ay 12 gün hapis cezası, 210 bin TL tazminat ve 57 bin 980 lira adli para cezası verildi. 16 gazetecinin beraat ettiği rapora konu üç aylık dönemde, bir gazeteci hakkında açılan tazminat davası reddedildi; bir gazeteciye açılan dava ise zaman aşımından düşürüldü.
Yargılamalarda gazetecilere en sık yöneltilen suçlamalar önceki dönemlerde olduğu gibi yine “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği” oldu. Bu suçlamaların ardından en sık kullanılan suçlamalar ise “hakaret” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” olarak kayıtlara geçti.
Aynı üç aylık dönemde 12 gazeteci hakkında 11 yeni dava açıldı. 14’ü haber takibi esnasında olmak üzere toplam 38 gazeteci gözaltına alındı. Dokuz gazeteci hakkında ise soruşturma başlatıldı.
Açık kaynaklardan derlenen verilere göre, yılın ikinci çeyreğinde gazetecilere yönelik en az dokuz saldırı, şiddet içeren polis müdahalesi ve tehdit vakası yaşandı. En az altı gazeteci sivil kişilerin fiziksel saldırılarına maruz kalırken çok sayıda gazeteci de 1 Mayıs, Gezi protestolarının yıldönümü ve Onur Haftası nedeniyle düzenlenen gösteriler esnasında polisin sert fiziksel müdahaleleriyle engellendi ve/veya gözaltına alındı.
Rapora konu üç aylık dönemde RTÜK televizyon kanallarına eleştirel yayın içerikleri nedeniyle ceza kesmeye devam etti.
RTÜK Üyesi İlhan Taşcı’nın açıkladığı rakamlar ise RTÜK’ün 2022’in ilk yarısında aldığı ceza kararlarındaki orantısızlığı bir kez daha ortaya koydu. Taşcı’nın açıklamasına göre, RTÜK yılın ilk altı ayında eleştirel yayın çizgileriyle bilinen televizyon kanalları hakkında toplam 30 ceza verirken, aynı dönemde iktidara yakın kanallara ise sadece üç kez ceza verdi.
Rapora konu olan dönemde Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından verilen herhangi bir yeni ilan cezası kayda geçmese de Evrensel gazetesine Eylül 2019’dan beri uygulanan resmi ilan yasağı, 13 Haziran 2022 itibarıyla 1000. gününü doldurdu.
Aynı durumda olan bir diğer gazete de Yeni Asya. BİK, çeşitli teknik gerekçelerle Yeni Asya’nın resmi ilan yayımlama hakkını 28 Ocak 2020’de durdurmuştu.