İfade özgürlüğü her bireyin eşit düzeyde sahip olduğu bir haktır.Demokratik toplumların ilerlemesi ve bireylerin gelişiminde ifade özgürlüğü temel koşuldur. Bu hakkın koruma altına alınabilmesi için hem uluslararası alanda hem de yerel düzeyde yasal düzenlemeleryapılmıştır.Ancak, tarih boyunca iktidar sahipleri, eleştirel fikirlerin menfaatlerine zarar vereceğini, varlıklarınıtehlikeye düşüreceğini öne sürerek ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmıştır. Bunun için kamu gücünü kullanarak sansüryasalarına ve politikalarına başvurarak cezalandırma yoluna gitmişlerdir. Kimi zaman baskı altına aldıkları yargı sistemi kullanılırken kimi zaman da şiddet kullanmaktan çekinmemişlerdir. Özellikle despotizminhakim olduğu yönetimlerde ifade özgürlüğünün en güçlü aracı olan basın ve yayın organları sistemli olarak kontrol altına alınmış, kendi ideolojisine uygun yayın yapar hale getirilmiştir.
Akademik dünyanın varlığı da ifade özgürlüğünün mevcudiyetine dayanır. Dolayısıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiği ülkelerde ilk olarak baskı altında tutulan, tutuklanan, işsiz bırakılan, şiddete maruz kalan ve hatta öldürülen gazeteci ve akademisyenlerin çokluğu dikkat çekmektedir.
Ülke, Erdoğan iktidarı döneminde özellikle de kimler tarafındanorganize edildiğinetliğe kavuşturulamamış şüpheli 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası hızla demokrasiden uzaklaşmıştır. İnsan hakları ihlalleri artmış ve yasalarbilinçli şekilde ihlal edilmiş veya askıya alınmış despot bir yönetim ortaya çıkmıştır.
Türkiye her geçen gün demokrasi, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünden uzaklaşmıştır. Muhalif görülen aydınlar, gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve insan hakları savunucuları, sosyal medya kullanıcıları terör örgütü üyesi olmakla suçlanmakta ve yargılanmaktadır.Raporumuzda dünyanın en çok gazeteci ve akademisyeninin tutuklu bulunduğu Türkiye’de ifade özgürlüğününfotoğrafı çekilmiştir.
IJA_Ifade-ozgurlugu-RAPOR