Kendisini gazetecilikle ilişkili gören akademisyeninden basın emekçisine, patronlardan okurlara dek her bireyin yanıt vermesi gereken bir soru bu. Çünkü bazı işgüzarların sıkça yineledikleri gibi ülkede gazetecilik bitmiş ise toplumun bütün kesimlerinde onulmaz bir hastalık var demektir. Halkın doğru haber alma, gerçekleri öğrenme, bilgilenme hakkının da ortadan kalktığı anlamına gelir ve sağaltılamayan hastalık bir ülkenin çöküşü demektir. Kıssadan hisse. Günümüz gazeteciliği fevkalade zor günler geçirse de ayaktadır, halkları aydınlatma görevi için vardır ve hep var olacaktır.
İçinden geçtiğimiz dönem ülke insanını bunalıma, gelecek konusunda karamsarlığa götüren bir dönem. Gazeteciler için böylesine sıkıntılı dönemler bir turnusol kağıdıdır adeta. Kimin gerçek gazeteci kalabildiğini açığa çıkarır. Yalnız iktidar sermaye medya sarmalında ezilen, zulüm gören emekçilerin değil, bütün yurttaşların hakları için yazıp çizen, bu uğurda korkmadan uğraş veren gazetecileri de tarihe not düşer. Elbette mesleğe ihanet edenleri de… Gazetelerini, televizyonlarını gerçeklere kapatarak iktidar çevrelerine hoş görünmeye çalışanları da… Yayınlarını algı operasyonlarına açık tutarak toplumu uyutmada gazeteciliği araçlaştıranları da… Cezaevlerinde yatan gazeteci ve aydınları görmezden gelenleri de… Yazacak, çizecek, anlatacak daha çok şey var, var olmasına da, kime, seçim kolik olmuş bir halka mı? Yaşatılan korku ikliminde susan, görmek ve işitmek istemeyen bir halka mı?
Sözün özü gazetecilik değil biten. Biten bugüne dek aksak topal yürüyen garip demokrasimizdir. Temel hak ve özgürlüklerimizdir. Düşünceyi ifade özgürlüğümüzdür. Bu ortamda gazetecilik üzerine teori üretmeyi, ahkam kesmeyi bırakın arkadaşlar, sizin gazeteciliğiniz(!) size kalsın. Bizimki de bize…
Yazıyı İngiliz Şair Wystan Hugh Auden’nın bir şiiri ile sonlayacağım. Melih Cevdet Anday’ın yetkin çevirisinden “Kanun”.
KANUN
Kanun nedir diye sorsan bahçevana
Güneştir der sana
Güneştir benim efendim
Oldum bittim.
Celâllenir yatalak dede,
Kanun eskilerin hikmetidir diye
Üste çıkar büyük oğlan ne demek
Kanun demek gençlik demek.
Hocafendi alır önüne cahilleri
Kanun diye başlar vaaz
Kanun kitabın söylediği
Kanun namaz niyaz.
Kanun der hâkim burnu havada
Açık açık teker teker konuşur
Kanun… hani anlatmıştım ya
Kanun, bilirsiniz o canım
Kanun… Bakın anlatayım bir daha
Kanun kanundur.
Ötede kanun sayar bilgini dinlersin
Kanun ne yanlışmış ne doğruymuş dersin
Kanun şu yerde şu vakit cezalanan
Cinayetlermiş dersin
Kanun her yerde her an
Kanun sabah şerifler hayırlı olsun
Allah rahatlık versin
Kimi der ki kanun alınyazısı
O bizim devletimizdir der bazısı
Kimi şöyle der kimi böyle
Kanun nedir ki
Kanun… Uçtu gitti.
Kaynak: Turgay OLCAYTO – Evrensel