Gazeteci Beritan Canözer’in 2015 yılında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildiği esnada yaptığı haberler nedeniyle yargılandığı davada savcı mütalaasını verdi., Canözer’in “örgüt üyesi olmak” suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi
Diyarbakır – Jin News muhabiri Beritan Canözer hakkında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında mahallerde yapmış olduğu haberler ve aleyhindeki tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ikinci duruşması Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya tutuksuz yargılanan gazeteci Canözer ve avukatı Resul Temur katıldı. Duruşma, dava dosyasına eklenen evraklar ile tanık Canan Ceylan’ın Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinde talimatla verdiği ifadesinin okumasıyla başladı.
“Ben gazeteciyim, yaptıklarım gazetecilik faaliyetidir”
Ardından ilk olarak söz alan duruşma savcısı, tanık beyanına karşı bir diyeceklerinin olmadığını belirterek, kovuşturmanın genişletilmesi yönünde taleplerinin olmadığını, davanın esası hakkında mütalaayı vereceğini söyledi. Gazeteci Canözer ise, aleyhindeki tanık ifadesini kabul etmediğini belirterek, “Ben gazeteciyim, yaptıklarım gazetecilik faaliyetidir. Haber yapmak benim görevim” diye konuştu. Avukat Temur da tanık ifadesindeki hususları kabul etmediğini ifade etti.
Esas hakkında mütalaasını veren duruşma savcısı, haklarında “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla soruşturma açılan 4 tanığın daha önce verdiği ifadelerinde, gazeteci Canözer’in silahlı örgüt üyesi olduğu, örgütün hiyerarşik yapısı içinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini ileri sürdü.Tanıkların Canözer aleyhinde verdikleri beyanların birbiriyle tutarlı olduğunu, tanıklar ile Canözer arasında iftira atılmasını gerektirir bir durum bulunmadığını savunan savcı, tüm hususlar değerlendirildiğinde gazeteci Canözer’in, “PKK ve KCK üyesi” olduğunu, örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğünü, örgütün talimatları doğrultusunda hareket ederek üzerine atılı “örgüt üyesi olmak” suçunu işlediğini iddia etti. Savcı, Canözer’in “örgüt üyesi olmak” suçundan 25 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaaya karşı söz gazeteci Canözer, “Mütalaayı kabul etmiyorum. Mütalaaya karşı savunmamızı yapmak için süre talep ediyorum,” dedi.
Canözer’in avukatı Resul Temur da mütalaaya karşı savunma yapmak için ek süre talep ettiklerini ifade ederek, müvekkili hakkında 2 tanık ifadesinin bulunduğunu, bunlardan Canan Ceylan’ın 3 yıl kadar tutuklu kaldıktan sonra dilekçe vererek etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini ve 186 kişiyi bir seferde teşhis ettiğine dikkat çekti. Temur, “Müvekkilim vermiş oldukları ifadelere itibar edilmeyen beyanlarına dayanılarak örgüt üyesi olmak ile cezalandırılıyor. Dosya maktulsüz cinayet dosyalarına benziyor. Müvekkilimin örgüt üyeleriyle röportaj yaptığı ifade ediliyor. Ancak ortada röportaj yok. Beyanlar gerçeğe aykırıdır. Dosyada röportaja ilişkin delil yoktur,” dedi.
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Canözer ve avukatında davanın esası hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını sunmaları için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verdi. Mahkeme, dava dosyasındaki eksiklerin tamamlanması için bir sonraki duruşmayı 16 Ekim 2019 tarihine bıraktı.
Kaynak:MLSA