Bir çok davadan yargılanan ve 5 yıldır cezaevinde olan gazeteci Mehmet Baransu’nun kardeşi Ahmet Baransu, bir blog açarak abisinin yaşadıklarını yazmaya başladı. Blogda yer alan bilgilere göre; Mehmet Baransu’ya, savcı, “itirafçı” olma teklifinde bulunmuş. Savcı, bir polis aracılığıyla haber göndererek, “Baransu asla cezaevinden çıkamaz. Bavulu vereni tanıyor. Ona söyleyin, bana bavulu kimin verdiğini açıklasın, bu akşam onu cezaevinden çıkaracağım” dediğini belirtti. Baransu ise bunu kabul etmediğini belirterek, “Sayın savcıya selam söyleyin, ifademde söylediğim gibi ‘tanımıyorum’ ancak çocuklarımın hakkına girdiği için, kader onun için nasıl bir sayfa yazacak hep beraber bekleyip göreceğiz” cevabını verdiğini söyledi.
“ELLERİM KELEPÇELİ KAMERAYA ÇEKİLDİM”
Baransu, blogda yazdığı bir ilginç konu da, elleri kelepçeli kameraya çekilmesi olayı. Baransu, Ömer isimli bir polisin kendisini elleri kelepçi olarak kameraya çektiğini ve daha sonra bilmediği kişilere gönderdiğini belirtti.
Blogda yer alan yazının ilgili bölümü şöyle;
Hakimliğin beni tutuklamasının ardından, duruşma salonunda polisler bileklerime kelepçe taktılar. Bir polis, sakallı, ismi Ömer, duruşma çıkışında, koridorda cep telefonundan bileklerime takılan kelepçeyi çekmeye başladı. Bir süre sonra ise “….için bu kadar yeterli” cümlesi ağzından çıktı ve kaydı kapattı. Kendisine sadece acıyarak bakmaktan başka bir şey yapmadım. Kelepçeden utanacak ben değildim…
“ÇOCUKLARIMI ARAMAMA İZİN VERMEDİLER”
Tutuklandıktan sonra, Çağlayan Adliyesi eksi 7’nci kata indik. Polisler hangi cezaevine gideceğimi bilmiyorlardı ve savcının talimatını bekliyorlardı. Ankara’yla yazışmalar yapılmış, dava açılınca belgeleri gördük. Polislerin başında bulunan amir, istersem kendi telefonumdan eşime haber verebileceğimi söyledi. Polisin telefonundan eşimi aradım. Ardından çocuklarımı aramak istediğimi söylediğimde bana bunun mümkün olmadığını, şuanda çocukların bulunduğu evde bazı olaylar olduğunu söyledi. Cezaevine gidince olayı anlamıştım. Benim evimde yapamadıkları komployu, boşandığım kişinin kömürlüğünde hayata geçirmişlerdi. Bu olayın belgelerini anlatacağım ilerleyen sayfalarda ve niçin bu kadar iddialı cümle kurduğumu belgeleri görünce anlayacaksınız.
“ARABAYA 4 KİŞİ BİNDİK”
Telefonunu kullandığım kişi daha sonra, savcının yanına çıktı ve bir süre sonra aşağı indi. Metris’e gidecektim. Üç araba eşliğinde sanırım. Komiser Yardımcısı olduğunu düşündüğüm bu kişi, benim bineceğim araca, kendisi, önde bir isim ve şoför dışında kimsenin binmeyeceğini polislere söyledi. Arkada, kendisiyle birlikte oturduk.
“İTİRAFÇI OLSUN” TEKLİFİ
Metrise giderken bana ilginç şeyler söyledi. “Mehmet Bey size belge veriyorlar siz de yazıyorsunuz diye düşünüyorduk. Evinizdeki aramada, 20 yıl önceki belgeleri gördüğümüzde tek tek neler olduğunu, hangi haber için yazdığınızı, haberi bize gösterdiniz. Konuları detaylı bildiğinizi anladık. Kafamız karıştı açıkçası. Böyle beklemiyorduk. Savcı Beyle görüştüm. Savcı Bey, “Baransu asla cezaevinden çıkamaz. Bavulu vereni tanıyor. Ona söyleyin, bana bavulu kimin verdiğini açıklasın, bu akşam onu cezaevinden çıkaracağım” dedi. Polise yine acı acı gülümsedim ve “Sayın savcıya selam söyleyin, ifademde söylediğim gibi ‘tanımıyorum’ ancak çocuklarımın hakkına girdiği için, kader onun için nasıl bir sayfa yazacak hep beraber bekleyip göreceğiz” dedim.