Bağımsız gazetecilik plotformu P24’te yazdığı yazıda Mehmet Altan zaman değişse de medyada bazı şeylerin değişmediğine vurgu yaptı. Blokundaki yazısı şöyle;
Yüz yıl önceyi de, 20 yıl önceyi de, bugünü de anlatsak hep aynı korkunç hikâyeyi anlatıyoruz.
Bu çağın hemen başında patlak veren 2001 ekonomik krizinin medya teknesini de nasıl devirdiğini görmüştük…
İflaslar nedeniyle medya şirketleri teker teker TMSF’ye devredilince devlet en büyük medya patronu oldu.
Ve basında kitlesel işsizlik dönemi başladı.
2001 yılı boyunca işten çıkarılanların sayısının 3 bine ulaştığı tahmin ediliyordu.
Zaten daha sonra da o işsizlik illeti medya çalışanlarının peşini hiç bırakmadı…
***
Bir yandan da medya üzerindeki baskılar mutadı üzere devam etti.
2002 yılında Makedonya’nın Ohri kentinde yapılan Uluslararası PEN Kulüpleri Federasyonu’nun 68. Kurultayına sunulan bir raporda “Türkiye’de anlatım özgürlüğünün endişe verici boyutlarla kısıtlandığı ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde 456 yazar ve gazete hakkında dava açılmış olduğu” belirtilmekteydi…
***
Merkezi Amerika’da bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre de dünyada en çok gazeteci hapseden ülke Türkiye idi.
Komiteye göre 1993’te 74, 1994’te 86, 1995’te 78, 1996’da 37, 1997’de 29, 1998’de 27, 1999’da 18 gazeteci hapisteydi.
Askeri vesayetin baskısı medyanın üzerinden hiç eksilmiyor, tutuklamalar rekorlar kırıyordu.
Türkiye’nin 15 Temmuz rejimi ertesinde bu rekorunu çok ileri boyutlara taşıyacağı o günlerde henüz bilinmiyordu.