Site icon International Journalists

Journalist POST Dergisi 3 Mayıs Özel Sayısı Yayınlandı

Derneğimiz International Journalists Association e.V. tarafından 3 Mayıs 2021 Dünya basın özgürlüğü günü için çıkarılan Journalist POST özel sayısı yine dopdolu.

“Bilmiyorduk!”

İlk sayısı “Gazetecilere Karşı İşlenen Suçlarla Mücadele Günü” olan 2 Kasım 2020’de çıkan Journalist Post’un yeni sayısını “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nde çıkarmış olmanın heyecanını yaşıyoruz. Ancak bu heyecanla birlikte başta Türkiye olmak üzere dünyanın hemen her yerinde gazetecilerin maruz kaldığı şiddeti, tehditleri, işkenceleri gördükçe Journalist Post ile birlikte omuzlarımıza aldığımız sorumluluğun ne kadar büyük ve değerli olduğunu da görüyoruz.

3 Mayıs, Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında alınan bir kararla tüm dünyada “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kutlanıyor. Asıl amaç ise basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak. 1993 yılında alınmış bu kararın geç bir karar olduğunu düşünmekle birlikte gazetecilerin, ifade hürriyeti kapsamında düşüncelerini dile getiren yazar ve aydınların başta Türkiye’de olmak üzere birçok ülkede hapse atıldığına, öldürüldüğüne, işkenceye maruz kaldığına şahit oldukça 1215 yılında imzalanmış Magna Carta’dan bu yana ne değişti demek haklı bir soru oluyor zihinlerde. Hukukun temellerinin atıldığı Magna Carta’da “Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir yurttaş adaletten yoksun bırakılamaz” yazıyordu. Ancak 21. yüzyılda maalesef geçtiğimiz Mart ayında Afganistan’da 3 kadın gazeteci sokak ortasında öldürüldü. Freedom House’ın özgürlük raporuna göre 195 ülkenin bulunduğu sıralamada Türkiye 146. sırada yer alıyor. Kısacası Türkiye “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde. Rapora göre 63 ülke ‘Kısmen Özgür’, 49 ülke ise ‘Özgür Değil.” Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), 2020 yılında dünya çapında 65 gazetecinin mesleklerini yaparken öldürüldüğünü duyurdu ve cezaevindeki gazeteci sayısıyla Türkiye’nin ilk sırada olduğunu, ardından Çin, Mısır, Eritre ve Suudi Arabistan’ın geldiğini açıkladı.

Gazeteciler sadece işlerini yaptıkları, doğruyu bulmak, yazmak, halkın aydınlanmasına aracı olmak istedikleri için otoriter rejimler tarafından adaletten yoksun bırakılarak cezaevlerine konuluyor, haklarında suç unsuru herhangi bir delil olmadan sadece gazetecilik yaptıkları için yıllarını hapishanelerde geçiriyor, sokak ortasında dövülüyor ya da öldürülüyor.

Journalist Post için “Gerçek Neydi?” başlıklı yazıyı kaleme alan gazeteci Fred Kwint, yazısında şu enfes ifadeyi kullanıyor: “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yakalanan birçok asker şu ifadeyi kullandı: “Wir haben es nicht gewusst.” (Bilmiyorduk.) Gazeteciler olarak, bunu bir daha kimsenin söylemediğinden emin olmak bizim kutsal görevimizdir. Onların bildiğinden emin olmak bizim görevimiz.” Bizler toplumların, milletlerin huzuru ve barışı için sahip olduğumuz sorumluluğun farkındayız. Bedel ödemeden ne Türkiye’ye ne de başka bir ülkeye demokrasinin, basın özgürlüğünün gelmeyeceğinin bilincindeyiz.

IJA’ya ve Journalist Post’a vereceğiniz her destek birilerinin “bilmiyorduk” demesini engelleyecek bir barikat olacak. Dünyada basının ve gazetecilerin özgür olacağı nice gerçek Dünya Basın Özgürlüğü Günleri’ne…

Journalist POST 3 Mayıs 2021 sayısı içerikleri:

Kapak konumuz, 22 yaşındaki Kemal Kurkut’un öldürülme anının fotoğrafını çekerek büyük bir yalan ve algı operasyonunu boşa çıkaran Gazeteci Abdurrahman Gök ile yapılan röportaj. Gök, “Keşke bu olay yaşanmasaydı ve bu fotoğrafı hiç çekmeseydim.” diyor.

Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blıcher Bjerregård, Avrupa’daki demokrasi ve basın özgürlüğü ilişkisine dikkat çekerken, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, demokrasiden uzaklaşan Türkiye’de gazetecilerin kamusal görevini hatırlatıyor. Uygur Gazeteci Doç. Dr. Erkin Emet Uygurların, Güney Afrika’dan Thembısa Fakuda zencilerin, Afganistan’dan Ehsanullah Ziyayi savaş bölgesinin, Azad keskin ise Kürt gazetecilerin kimliklerinden kaynaklanan ekstra zorluklara dikkat çekiyor. Ukrayna’dan Sergıy Tomılenko demokrasiden uzaklaşmanın gazetecilere getirdiği zorlukları anlatırken, kadın gazetecilerin yaşadığı ayrımcılığı ise Alman gazeteciler Susanne Köhler ile Gerhard Keller ve Birleşik Krallıktan Monir Ahmadi yazdı.

Dünya liderlerini takip eden, savaş bölgelerinde bulunan ve yüzlerce uluslararası organizasyonu izleyen bir gazeteci Türkmen Terzi ile düğününe 2 ay kala, sabah saat üçte, 8 erkek polis tarafında evi basılan Nur Eren Kılınç, bir gecede terörist ilan edilmenin acı tecrübelerini aktarıyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yakalanan birçok askerin kullandığı “bilmiyorduk” ifadesini hatırlatan Hollandalı gazeteci Fred Kwint, “Gazeteciler olarak, bunu bir daha kimsenin söylemediğinden emin olmak bizim kutsal görevimizdir.” diyor. İletişim uzmanı Prof. Dr. Vedat Demir ise Türkiye’nin sansür tarihini kaleme aldı.

The Washington Post Görsel Yönetmeni Greg Manifold’un girişimleri ile Zaman gazetesi Fevzi Yazıcı’ya ait tasarımlar gazetelerinde yayınlanmıştı. Medya tasarım alanında dünyanın en prestijli ödüllerini veren Society for News Design (SND) Yazıcı’nın bu tasarımlarına mükemmellik ödülü verdi. Bu özel gelişmeye dair detayları sizin için haberleştirdik. Romanya’dan Necdet Çelik, PEN (Uluslararası Yazarlar Birliği) tarafından Türkiye’deki tutuklu gazetecilere gönderilen dayanışma mektubunun arka planını anlatıyor.  Jaıled Journos Koordinatörü İsmail Sağıroğlu ise basın kartı ve gazetecilik ilişkisini yorumladı.

PDF Formatında İndirmek İçin Tıklayın

Dergiyi Okumak İçin Tıklayın

 

Exit mobile version