BASINA VE KAMUOYUNA
Dünyanın her yerinde, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı”, bu yıl da Bütün emekçilerle birlikte basın emekçileri için de yaşam ve çalışma şartlarının daha da zorlaştığı bir ortamda kutlanıyor ve anılıyor…
Dünyadaki bir çok ‘otokratik ‘ ülkede olduğu gibi Türkiye’de de gazeteciliği ‘suç’ olarak tarif edip, gazetecileri hedef gösteren bir zihniyet hakimdir. Basın emekçileri bu zihniyetin getirdiği her türlü baskıyı maalesef iliklerine kadar hissediyor; cezaevlerine atılıyor, işsiz bırakılıyor , Türkiye’den sürgün edilip başka ülkelerde yaşamak zorunda bırakılıyor.
Şu anda da Türkiye’de gazete sahibinden, matbaa işçisine, köşe yazarından gazete dağıtıcısına kadar 175 kişi sırf işlerini yaptığı için cezaevlerinde tutulmaktadır.
Cezaevine girip tahliye edilen, hakkında dava açılan, soruşturma yürütülen, en temel hakları ellerinden alınan, işsiz bırakılan basın emekçisi sayısı binleri çoktan geçmiştir.
OHAL kapsamında yüzlerce basın kuruluşu gazete, televizyon, radyo, dergi kapatıldı.
2020 Türkiye’sinde bir çok meslektaşımız örgütlenme hakkından iş güvencesinden, sosyal güvenlik haklarından mahrum çalışmaya zorlanıyor.
Şu günlerde başta cezaevindeki meslektaşlarımız dünyayı sarsan Koronavirüs COVID-19 salgınının ölümcül sonuçları ile karşı karşıyadır. Çıkartılan eşitlikten uzak ‘İnfaz İndirimi’ yasasında ‘Kişilere karşı’ işlenen suçlar kapsam içine alınıp başta gazeteciler olmak üzere insan hakları savunucuları, muhalif tutuklular kapsam dışında bırakılmıştır. Ünlü mafya babalarının serbest bırakılıp gazetecilerin tutuklu kalması utanç verici, hukuka ve vicdana aykırı bir eksikliktir. Bu eksikliğin bir an önce giderilmesini başta iktidar sahiplerinden ve Anayasa Mahkemesi’nden talep ediyoruz.
Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmış ve dünyanın dört bir yanında zor şartlarda mesleklerini icra etmek için uğraşan gazeteciler olarak, Türkiye”de hapiste tutulan meslektaşlarımız ve arkadaşlarımız ve aileleri ile işsiz bırakılıp, açlığa mahkum edilen gazeteciler ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Ayrıca şu günlerde çalışan meslektaşlarımız COVID-19 salgını tehlikesini sağlık emekçileri ile birlikte en çok hisseden gruplardandır. Her an işlerinin başında olmak zorunda kalan basın çalışanları için de gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Krizin sonunda virüsün kesin tedavisi bulunsa dahi, küresel çaptaki sosyal ve ekonomik etkilerinden yine bütün emekçiler gibi basın emekçileri de etkilenecektir. Hükümetlere çağrımız alınan tedbirlerde, açılan paketlerde basın emekçilerinin de unutulmamasıdır.
“International Journalists A. (Uluslararası Gazeteciler derneği ) olarak; Türkiye’de ve dünyada gazetecilik mesleğini suç gören anlayıştan vazgeçilmesi, tutuklu gazetecilerin özgür bırakılması, gazetecilerin çalışmasının ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini 1 Mayıs’ta birkez daha ifade etmek istiyoruz.
Yine bu vesile ile Türkiye’de anti demoratik yönetim tarafından mağdur edilen bütün emekçilerin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı”nı kutluyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla