Filistinli gazeteci Walid Batrawi, İsrail askerlerinin gözünü kırpmadan öldürdüğü arkadaşı gazeteci Shireen Abu Akleh’in davasının akıbetini ve bölgedeki gazetecilik pratiğini Journalist Post dergisinin yeni sayısı için kaleme aldı.
Filistinli gazeteciler ateş hattında / Walid Batrawi
El-Cezire muhabiri Shireen Abu Akleh’in Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’nda bir İsrail askeri tarafından nokta atışı kurşunla öldürülmesinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti.
Shireen sadece bir meslektaşımız değil, aynı zamanda dostumuzdu. Al-Jazeera English için çalışırken hem ortak kullandığımız ofis alanını hem de mükemmel bir şekilde hazırladığı Cuma sabahları yaptığımız kahvaltıları paylaştık.
Shireen her ne kadar ekranda güçlü görünse de çok mütevazı ve hassas bir insandı, elim bir suikaste kurban gitmesi hem bizleri hem de tüm dünyayı şoke etti.
Filistinli, uluslararası ve İsrailli insan hakları örgütlerinin yanı sıra CNN ve BBC gibi önde gelen uluslararası medyanın Shireen Abu Akleh’in öldürülmesinden İsrail’i sorumlu tutan bağımsız soruşturmalar ortaya koydular. Ancak vurulmasından sorumlu olduğu kanıtlanan İsrailli asker hala dokunulmazlığının tadını çıkarıyor ve özgürce dolaşmaya devam ediyor!
UNESCO’ya göre İsrail güçleri tarafından öldürülen 21 profesyonel veya vatandaş gazeteci ile Filistin’in öldürülen gazeteciler listesinde alt sıralarda yer aldığı doğrudur. Bunun yanı sıra gazeteciler her gün hala taciz edilmeye devam ediyor.
Filistin Kalkınma ve Medya Özgürlükleri Merkezi (MADA) 2023 yılının ilk altı ayında İsrail’in gazetecilere yönelik toplam 194 ihlalini belgeledi. Örneğin Temmuz ayında MADA, darp etme ve dayak gibi fiziksel saldırılarla birlikte, üç gazetecinin plastik mermilerle yaralanması ve üç gazetecinin de gaz bombalarıyla boğulma tehlikesi geçirmesi de dahil olmak üzere 45 hak ihlalini yetkililere bildirdi.
İsrail’in tacizi sadece Filistinli gazetecilerle sınırlı değil. İsrail’deki Yabancı Basın Derneği (FPA), İsrail güçlerinin 4 Temmuz’da Cenin’deki operasyonu sırasında askeri bir araç içindeki İsrail askerinin FPA üyesi Al-Araby TV’ye ait kamerasına ve canlı yayın cihazına ateş açtığı olayla ilgili endişelerini dile getirdiği 10 Temmuz tarihli bir açıklama yayınladı.
Filistinli gazetecilere yönelik şiddet haberleri sadece İsrail askerlerinden değil, aynı zamanda ordunun gözü önünde her türlü tacizi uygulayan yerleşik yerli halktan da geliyor. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’na göre, “20 Haziran 2023’te, serbest foto muhabiri Khalid Taha, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Hawarah ve Nablus kasabaları arasında arabasıyla seyahat ederken İsrailli yerleşimciler tarafından saldırıya uğradı. Aynı gün, Al Ghad TV kanalı için çalışan bir gazeteci Nablus şehrinin girişinde İsrailliler tarafından dövüldü.”
Filistinli Gazeteciler Sendikası’na göre, 2 Ağustos’ta işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde İsrail’in ulusal ambulans servisi Kızıl Davut Yıldızı’nın amblemini taşıyan ambulansı kullanan bir adam, silahını Filistinli gazeteciler Nasır ve Ali Eştiyye ile yerel aktivist Ayman Ghrayyeb’e doğrulttu ve bu iki kişiyi vurmakla tehdit etti. İsrail’in ihlalleri Filistinli gazetecileri hedef almanın ötesine geçerek yabancı medya temsilcilerini de yakından etkiliyor.
FPA, 21 Mayıs 2023 tarihinde yayınladığı bir bildiride 18 Mayıs 2023 Perşembe günü Kudüs’teki Şam Kapısı’nda düzenlenen bayrak yürüyüşü sırasında gazetecilere yönelik fiziksel ve sözlü saldırılardan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Sadece asker değil halk da saldırıyor
Protestocular birçok kez gazetecilere su şişeleri, teneke kutular ve tahta sopalarla saldırdı. Yürüyüşçüler ayrıca polis memurlarının gözleri önünde gazetecilere şiddet içeren ve ırkçı sözlerle bağırdı. Bu saldırılar sonucunda en az iki gazeteci hafif şekilde yaralandı. Bunun dışında, (Kudüs’ün) Eski Şehir tarafındaki olayları takip eden bir CNN ekibi, yerel Filistinlilerle röportaj yapmaya çalışırken bir polis ekibi tarafından gereksiz güç kullanılarak darp edildi.
Ayrıca, kontrol noktalarındaki İsrail askerleri Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) tarafından verilen Uluslararası Basın Kartlarını tanımamakta, sadece Filistinli gazetecilere nadiren verilen İsrail Hükümeti Basın Kartlarını kabul etmektedir.
Filistinli gazetecilere hareket alanlarının kısıtlanması da yetkililer tarafından uygulanıyor. Batı Şeria’dan bir gazetecinin Gazze’ye gitmesi ya da Gazze’den geri dönmesi neredeyse imkânsız. Batı Şeria’da çok az gazeteci Kudüs’e geçebiliyor. Kudüs’e geçebilmek için erkeklerin 55, kadınların ise 50 yaşın üzerinde olması ya da İsrail makamlarından özel izin kağıtlarına sahip olmaları gerekiyor.
İsrail makamları, Mayıs 2023’te Gazze’de 5 gün süren gerginlikler sırasında farklı uluslararası medya kuruluşlarının bulunduğu taleplere rağmen, hiçbir yabancı gazetecinin Gazze Şeridine girmesine izin vermedi.
İki yıl önce, RSF’nin haberine göre özellikle Mayıs 2021’de İsrail Hava Kuvvetleri, aralarında ABD haber ajansı Associated Press ve Katar televizyonu El Cezire’nin de bulunduğu 23 Filistinli ve uluslararası medya kuruluşların kullandığı ofis binalarını yerle bir etti.
Shireen Abu Akleh’in öldürülmesinin ardından Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Filistinliler için Uluslararası Adalet Merkezi (ICJP) ve Filistinli Gazeteciler Sendikası (PJS) 20 Eylül 2022 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Abu Akleh ve olay günü ona eşlik eden Filistinli gazeteci Ali Samoudi’nin vurulmasıyla ilgili yeni bir suç duyurusunda bulundu.
Nisan 2022’de UCM’ye, Savcılık Ofisi’nden (OTP), “Ahmed Abu Hussein, Yaser Murtaja, Muath Amarneh ve Nedal Eshtayeh de dahil olmak üzere Filistinli gazetecilerin ve medya kuruluşlarına ait tesislerin İsrail İşgal Güçleri tarafından sistematik olarak hedef alınmasına ilişkin” bir soruşturma açmasını talep eden başvuru talebi yapıldı. Başvuruda, “her iki şikâyette temsil edilen tüm gazetecilerin hedef oldukları sırada üzerlerine açıkça belli olan BASIN yelekleri giydikleri” vurgulandı. Ayrıca Mayıs 2021’de Gazze Şehrindeki medya ofislerinin hedef alınması da ayrıntılı olarak bu raporlarda anlatıldı.
Uluslararası hukuka göre, gazeteciler silahlı çatışmaların yaşandığı bölgelerde korunmaktadır. Bu nedenle gazetecilerin kasıtlı olarak hedef alınması savaş suçu olarak değerlendirilmektedir. Uluslararası Basın Enstitüsü’ne göre, “Devletler gazetecilere yönelik saldırıları derhal, kapsamlı ve bağımsız bir şekilde soruşturmalı ve sorumluları kovuşturmalıdır. Bu yükümlülük, yetkililerin uluslararası insani hukuk kanunlarınca gazetecilerin ve medya çalışanlarının güvenliğini sağlamakla yasal olarak yükümlü olduğu çatışma bölgelerinde de geçerlidir.” Ancak İsrail bunu hiçbir zaman başaramamıştır.
Walid Batrawi kimdir?
Ramallah’ta yaşayan Filistinli bir gazeteci, 2003 yılında Arap Dünyası, İran ve İsrail kategorisinde “İnsan Hakları, Demokrasi ve Kalkınma Haberciliğinde Mükemmeliyet” dalında Natali Ödülü’nü kazanmıştır.
Dergimizi PDF olarak indirmek için buraya TIKLAYINIZ.
Dergi formatında okumak ve geçmiş sayılara ulaşmak için TIKLAYINIZ.