Site icon International Journalists

DJV Başkanı Journalist Post’a yazdı: Demokrasi için tehlike

Journalist Post’un 6. sayısını ücretsiz indirmek için TIKLAYINIZ

Demokrasi için tehlike

Mekanik bir daktiloda tıkırtılar eşliğinde yazmak, tozlu belgelerle dolu bir arşiv bodrumunda vakit alan araştırmalar, yazıları son teslim saatini dikkate alarak teslim etmek… Otuz yıldan daha uzun bir süre önce profesyonel meslek hayatım böyle başladı. Cep telefonu, bilgisayar yoktu ve dijital kamera bilinmezdi. Bir nesil içinde gazetecilik hızlı bir değişime uğradı ve değişmeye de devam ediyor. Hoşunuza gitse de gitmese de editoryal işler giderek daha fazla internet ortamına kayıyor. Gazetecilerin ve medya kuruluşlarının bu değişime uyum sağlaması gerekiyor.

Süreç içinde, gazeteciliğin temel kavramının toplumu bilgilendirmek ve aydınlatmak olduğu unutulmamalıdır. Bu giderek zorlaşıyor çünkü insanlar her yeni gün daha çeşitli medya kanallarını kullanıyorlar. Yapılan anketlere göre birçok genç, haberlere neredeyse yalnızca sosyal ağlardan ulaştıklarını belirtiyor. Ancak bu mecralarda editoryal olarak elekten geçmiş güvenilir içerikler ile reklam veya dezenformasyon amaçlı içerikler arasında fark gözetilmiyor. Bu, demokrasi için tehlikedir ve toplumda medyanın yetkinliğinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.

Gidişat göstermektedir ki, eski tarz çalışma sistemi ve iş modellerinden vazgeçmeyen veya büyük ölçüde buna bağlı kalan yayın kuruluşları piyasada tutunamayacaklar. Bünyesinde birçok dergi bulunan Gruner + Jahr isimli yayın kuruluşunun çöküşü bunu açık bir şekilde gözler önüne seren bir örnektir.

Artık mesele, gazeteciliği multimedya terimleriyle düşünmek ve organize etmek meselesidir. Bu sadece dijitalleşmeyle ilgili süreç değildir. İçerikleri internete koymak her şeyin çözümü anlamına gelmiyor. İsterseniz bunu ödeme bariyerinin arkasına koymuş olun. Uzun vadede bu tek başına yeterli olmayacaktır. Değişimin başarıya ulaşması için daha fazlasına ihtiyaç vardır.

Gazetecilikte artık ulaşmamız gereken çalışma tarzı şöyle olmalıdır: ilk olarak, içerik yüksek kaliteli bir standarda sahip olmalı ve buna ek olarak uygun yayın platformları belirlenmelidir. Sosyal medya, TV raporları, podcastler, son dakika haberler ve derinlemesine analizler farklı şekillerde çalışıyor ve ayrışması da giderek zorlaşıyor. Bu nedenle, medya şirketleri basın çalışanlarına tüm kanalları kullanma talimatı vererek sonuca ulaşmaya çalışıyor.

Ancak sıkı bir tasarruf düşüncesine dayanan bu reaksiyon durumu sağlıklı değerlendirememe anlamına gelmektedir. Bugün gerekli olan bambaşka bir şeydir. Sürekli çalışanlar da ürünlerde tasarrufa gitmek yerine zamana uygun sunum şekillerine yatırım yapılmalıdır. İş bölümü bunun bir parçasıdır. Herkes her kanal için iyi içerik üretemez. Gazetecilerin eğitiminde sesli ve görüntülü içerikler ile metinler konusunda gerekli bilgiler aktarılmalıdır. Daha sonraki aşamalarda ise gazeteciler en iyi yapabildikleri alanlara konsantre olmalı, sürekli kendini eğitmeli ve diğer alanların uzmanları ile işbirliğine hazır olmalıdırlar.

Stephan Russ-Mohl ve Sebastian Turner, kanalları hem içerik hem de teknoloji açısından ustaca doldurmayı uygun bir şekilde “alan yetkinliği” olarak tanımlıyor. Örneğin İngiliz Guardian gazetesi, böyle bir çapraz medya stratejisinin işe yarayabileceğini göstermiştir. Instagram’da kısa mesajlar ve verilen linkler ile genç insanların merakları uyandırılmış ve bu şekilde dijital abonelerin sayısı artmıştır

Nihayetinde, sadece medya kurumlarının değil, gazetecilerin de güvenilirliği sağlanmalıdır. Medya çalışanlarının kendilerini ilgi odağı haline getirmeleri geniş çevrelerde kabul görmüyor. Ürünlerini ben gözüyle hazırlayıp sunmak kişinin kendini aşırı ölçüde merkeze alması olarak değerlendiriliyor. Ancak gelecekte “Influencer” mantığı ile gazetecilerin araştırmalarını ve içeriklerini kendi isim markaları ile sunmaları adına kamuoyunda belli bir görünürlüğe sahip olmaları gerekiyor.

Exit mobile version