Site icon International Journalists

Ailesi gazeteci Mevlüt Öztaş’tan haber alamıyor

Cezaevinde tutulan KHK ile kapatılan Cihan Haber Ajansı Uşak muhabiri Mevlüt Öztaş’ın pankreas kanseri olduğu ortaya çıktı. Üç haftadır babası ile telefon görüşmesi yapamadıklarını ve haber alamadıklarını söyleyen gazeteci Öztaş’ın kızı yetkililere çağrıda bulunuyor.

2018 yılının şubat ayından bu yana tutuklu olan KHK ile kapatılan Cihan Haber Ajansı Uşak muhabiri Mevlüt Öztaş’ın pankreas kanseri olduğu ortaya çıktı. Üç haftadır babası ile telefon görüşmesi yapamadıklarını ve haber alamadıklarını söyleyen gazeteci Öztaş’ın kızı üniversite öğrencisi Büşra Öztaş, “Kanser olduğunu bile dün öğrendik. Çalmadığımız kapı, aramadığımız yer kalmadı. Babamın Ankara Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tutulduğunu özel gayretlerimizle öğrenebildik.” dedi.

Babasının astım, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliği sorunları da yaşadığını, iki buçuk yıllık cezaevi döneminde iki kez ameliyat geçirdiğini hatırlatan Büşra Öztaş, “Ne cezaevi yönetimi ne de hastane bize bilgi vermiyor. Telefonlar yüzümüze kapatılıyor, azarlanıyoruz. Bin bir güçlükle annem ve kardeşim Ankara’ya gitti ama yüzünü bile göstermediler babamın.” ifadelerini kullandı.

KANSERLİ HASTAYA HÜCREDE KARANTİNA

Babası ile ilgili bilgileri almakta zorlandıklarını söyleyen Büşra Öztaş, “Babamın iki hafta karantinada kalacağını söylediler. Karantina dedikleri cezaevinde tek başına kalması… Hücre cezası gibi karantina uyguluyorlar. Haftalarca babamdan haber alamadık, yine alamıyoruz. Sebep ise bürokrasi… Herkes sorumluluğu bir başkasına atıyor. Babamın cezaevinde mi hastanede mi olduğu, hastanede ise hangi hastanede olduğunu öğrenmek bile günlerce sürüyor. Ameliyat demişlerdi ama koronadan mı, başka bir şey mi ailenin bilgilendirilmesi gerekmez mi?” diye sordu.

GAZETECİ ÖZTAŞ EŞİ VE ÇOCUKLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR

Öztaş, Kronos’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Ankara’ya babamın yanına gitmek için Emniyet’ten bir Whatsapp mesajının bile yeteceğini söylediler. Fakat babamın hasta olduğuna dair bir raporu ne hastane ne de cezaevi vermedi. Babamın Sincan L Tipi 1 Nolu Cezaevinde olduğunu bile kişisel gayretlerimizle, dedektif gibi uğraşarak bulduk. Şimdi de babamın banka hesabının önceki cezaevinden Ankara’daki cezaevine aktarılmamasından dolayı mağduriyet yaşıyoruz. Bizimle görüşeceği telefon kartını sadece banka hesabındaki parayı kullanarak ve cezaevi kantininden telefon kartı alarak yapabiliyor. Babam şu hasta halinde cezaevi kantini için form dolduracak, oradan telefon kartı alacak, cezaevi aracı hastaneye getirecek ve biz babamla görüşebileceğiz, böyle bir şey olabilir mi? Koronayı bahane ederek hastane ile cezaevine az araç kalkıyor. Bilmiyorum bu hafta görüşebilir miyiz…”

KANSERLİ BABASIYLA HENÜZ GÖRÜŞEMEDİLER

Babasının sağlığı ile ilgili neler olup bittiğini kendi ağzından henüz duyamadıklarını söyleyen Büşra Öztaş, “Bir de hastaneyi her aradığımızda azarlanıyoruz, yüzümüze telefon kapatılıyor. Herkes topu birbirine atıyor.” diyor.

AFTAN YARARLANAMADIK ÜSTÜNE MAĞDURİYET YAŞADIK

“Korona virüsü hastalığının bütün dünyayı kasıp kavurduğu, insanların adım atmaya korktuğu şu günlerde babam ameliyat oldu.” diyen Öztaş, şunları söyledi:

“Bu da yetmezmiş gibi üzerine kanser olduğunu öğrendik. Mahkum olması onu görmemiz ve bilgi almamız için yeterince zorken bir de korona virüsü eklendi üzerine. Mahkumiyet ayrı, hastalık ayrı, korona ayrı belimizi büktü. Aftan yararlanamadığımız gibi bunun getirdiği yoğunluk sebebiyle çok mağduriyet yaşadık. Çektiğimiz tüm sıkıntılara rağmen şu an için tek tesellimiz istinaf mahkemesinin sonuçlanmamış olması. Tek umudumuz böyle tahliye olması. Bu zorlu süreçte babamın yanında olmak istiyoruz.”

ERDOĞAN’A ‘BOZKURT’ SELAMI VEREN MHP’Lİ YÜZÜNDEN İLK SORUŞTURMA AÇILDI

Gazeteci Mevlüt Öztaş, bir çok başarılı habere imza attı fakat kamuoyu onu 2015 yılının mayıs ayındaki haberi ile tanıyor. MHP Uşak Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Seher Kayıhan’ın, bir toplu açılış töreni için şehre gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ‘bozkurt’ işareti yapması sebebiyle gözaltına alınmasının haberini yapan gazeteci Öztaş hakkında ağustos ayında soruşturma açılmıştı. Fakat, Öztaş, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

CEZAEVİNDE İKİ KERE AMELİYAT OLDU, YİNE HABER VERİLMEDİ

2018’in şubat ayında ise gözaltına alınarak tutuklandı. İlk olarak Uşak E tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Uşak Cezaevinde kasık fıtığı ortaya çıktı. Ancak cezaevinde bu şartlar altında ameliyat olmak istemedi. Fakat ağrısı arttığı ve durumu kötüleştiği için ameliyat olmak zorunda kaldı.

O dönemde de kendilerine haber verilmediğini söyleyen Büşra Öztaş, “Babam, kendisi ameliyattan sonra cezaevine döndüğünde bize haber verdi. Ancak cezaevi görevlileri tarafından bize herhangi bir bilgi verilmedi. Sonra cezaevi şartlarından dolayı böbrek yetmezliği ortaya çıktı. Aynı zamanda astım hastalığı ilerledi. Defalarca hastalığından dolayı şartlı tahliye talep etti. Ama reddedildi. Daha sonra hipertansiyon görüldü. Ve bu sebeplerden dolayı aylarca diyet yapmak zorunda kaldı ve ayrı bir beslenme listesi düzenlendi. Mahkeme sürecinde rahatsızlıklarının hepsini belirtmesine rağmen 9 yıl 3 ay tutuklu yargılanmasına karar verildi.” dedi.

BAHANE ÇOK: SAKALIN UZUN!

Babasının Uşak Cezaevinin hijyenik olmaması ve görüş günlerinde kendilerine kötü sürekli kötü davranıldığı için Afyon Cezaevine nakil olabilmek için dilekçe verdiğini kaydeden Büşra Öztaş, “Uzun süre dilekçelere dönüş alamadı. Aylar sonra Afyon Cezaevine nakledildi.” diyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Afyon Cezaevine geldiğine tam sevinmiştik ki görüşe gittiğimizde babamı sebepsiz bir şekilde ayrı bir odaya aldıklarını öğrendik. Babam her sorduğunda diğer mahkumları da geçireceklerini söylemelerine rağmen diğer mahkumları ayrı odaya geçirmemişler sadece babamı ayrı odaya almışlar. Bir sonraki görüşte babamın anlattıklarıysa şuydu: “Sakalımın uzun olmasının yasak olduğunu söylediler. Ve kesmemi istediler. Ama berber birkaç gün gelmediği için sakalımı kesemedim. Daha sonra bana tekrar neden sakalımı kesmediğimi sorduklarında berberin olmadığını söyledim ve ardından berber gelip sakalımı kesti. Ardından ben sakal boyuyla ilgili herhangi bir kısıtlama olup olmadığını öğrenmek için savcılığa dilekçe yazdım. Ertesi gün ayrı odaya alındım.”

“DİĞER MAHKUMLAR GELDİ BABAM GELMEDİ”

Öztaş, babasının daha sonra iki hafta ayrı odada kaldıktan sonra annesi ve babasının cezaevi müdür yardımcısıyla görüştüklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Babamın sağlık durumu iyi olmadığı için orada kalmasının uygun olmadığı kararına varıp tekrar çoklu koğuşa aldılar. Haftalar sonra bir açık görüş gününde koğuşu değişmiş olmasına rağmen eski koğuşunda olduğunu iddia ettiler. Annem defalarca sordu o koğuşta olduğuna emin misiniz diye belli bir süre sonra annemi azarladılar sorduğu için. O koğuşun görüş yerinde bekledik ve diğer mahkumlar gelmesine rağmen babam gelmedi. Ve annemin söylediği koğuşta olduğunu gardiyanlar doğruladı ancak yeterli görüş masası yoktu. Ve görüşe dakikalar kalmasına rağmen masayı ayarlayamadılar. Onların sorumsuzluğu yüzünden diğer insanlar gibi masada oturamadan görüştük babamızla.

“TEK İRTİBATIMIZ TELEFONDU, O DA KESİLDİ”

Daha sonrasında korona sebebiyle açık ve kapalı görüşlerin yasaklanmasından dolayı sadece telefon görüşleri vardı. Bir telefon görüşünde bize acilen hastaneye kaldırıldığını ve iç kanama dolayısıyla ameliyat olduğunu ve bir hafta hastanede kaldığını daha sonra cezaevine döndüğünü ve karantinada olduğunu söyledi. Bize asla ameliyat olduğuna ya da hastaneye kaldırıldığını söylemediler. Daha sonraki hafta telefon görüşünde babam bizi aramadı. Ve çok telaşlandık. Cezaevini aradık haftasonu olduğu için bilgi veremeyeceklerini söylediler. Annem ısrarla aramaya devam edince babamın nerde olduğu sorusuna cezaevinde içiniz rahat olsun cevabını verdiler. Pazartesi annem tekrar aradığında annemi revire bağlamışlar. Revirdeki görevli babamın Çarşamba günü hastaneye kaldırıldığını ve oradan da Ankara’ya sevk edildiğini söyledi. Ama hangi hastaneye gittiği bilgisi bize verilmedi. Daha sonrasında hangi hastanede olduğunu öğrenmek için Afyonkarahisar Devlet Hastanesini aradık. Ve onlar da bilgi veremeyeceklerini söylediler. Ve biz bir süre babamın nerede olduğunu öğrenemedik. Daha sonra tekrar cezaevini aradığımızda bizi cezaevi müdürüne bağladılar ve Ankara Dışkapı Hastanesi’ne kaldırıldığını öğrendik.

GERGERLİOĞLU: HALA TAHLİYE EDİLMİYOR

Öte yandan, Mevlüt Öztaş’ın acilen tahliye edilmesi gerektiğini kaydeden HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ağır hasta mahpus eski gazeteci Mevlüt Öztaş 4. evre kanser hastası Papilla vateri kanseri, zor bir bölgede ve önemli bir ameliyatı gerektiriyor Afyon’dan Ankara’ya sevki gecikti, Ankara’da Corona salgınında zor günler yaşıyor. Hala tahliye edilmiyor..! Bu soykırım değil de ne?” ifadelerini kullandı.

EV HANIMI ANNE VE DÖRT KARDEŞ HAYAT MÜCADELESİNDE

Dört kardeş olduklarını, kendisinin İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği son sınıfta okuduğunu, Afyon’da anaokulu öğretmenliği okuyan diğer kardeşi gibi çalıştığını ve okulu uzattığını söyleyen Büşra Öztaş, “Lisede okuyan başka bir kız kardeşim ve 5 yaşında bir erkek kardeşim var. Annem ev hanımı. 15 Temmuz’dan sonra Afyon’a babaannemin ve anneannemin yanına taşındık. Emekli maaşlarıyla onlar idare ettiler bizi. Annem günübirlik işlerde çalıştı.” diyor.

Exit mobile version