AİHM, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilk defa Kürt medyasında görev yapan bir gazetecinin davasında hükümetten savunma istedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), savunmanlığını Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) yürüttüğü ve iki yılı aşkın süredir Trabzon Cezaevi’nde tutulan Gazeteci İdris Sayılğan’ın davasında Türkiye’den savunma istedi.
Eski Dicle Haber Ajansı muhabiri Sayılğan, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “terör örgütü üyeliği” suçlamalarıyla Ekim 2016’da tutuklanmıştı. Aralık 2018’de AİHM, Sayılğan’ın yaptığı başvuruyu öncelikli olarak inceleyeceğini duyurmuştu.
AİHM, Türkiye’den açıklama istediği savunmada gazetecinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyla ilgili sürecin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) kişilerin Özgürlük ve Güvenlik Hakkını garanti altına alan 5. maddesine uygun olarak ele alınıp alınmadığını ve özellikle 5. maddede anıldığı şekliyle “hızlı karar” süreçlerine uygun olarak ilerleyip ilerlemediğini sordu.
Mahkeme ayrıca, gazetecinin tutuklu olarak yargılanmasının AİHS’nin 5. maddesini ihlal edip etmediğini ve tutuklama sırasında dosyada bulunan delillerin isnat edilen suçun işlendiğine dair bağımsız bir gözlemciyi ikna edip edemeyeceği sorusunu yöneltti.
Siyasi tutuklama sorusu
AİHM, Türkiye’den açıklama istediği bir diğer soruda başvurucunun ifade özgürlüğününün ihlal edilip edilmediğini ve tutukluluğunun ifade özgürlüğünü koruyan AİHS 10. maddesine uygun olup olmadığını sordu.
Mahkeme ayrıca başvurucunun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının 5. maddeye uygun olarak gerçekleşmiş olsa dahi Haklar Üzerindeki Kısıtlamaların Kullanımın Sınırlanmasını engelleyen 18. maddenin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığını sordu. Bu, Sayılğan’ın tutuklanmasının siyasi saikle gerçekleşip gerçekleşmediğinin sorgulanması anlamına geliyor.
“Tutuklu gazetecilerin önünü açacak bir karar çıkacağını umuyoruz”
MLSA Eş-Direktörü ve başvuruyu yapan avukatlardan Veysel Ok, “15 Temmuz’dan sonrası Kürt medyasında çalışan bir gazeteci için Türkiye’den istenen ilk savunma. Bu açıdan çok kıymetli. 5. ve 10. madde yanı sıra 18. maddenin, yanı siyasi tutuklama olup olmadığının sorulması çok önemli. Eğer mahkeme bu yönde bir karar verirse Türkiye’de gazeteciliğin önünü açan bir karar olacak. Hükümet savunmasından sonra kendi savunmamızı vereceğiz. Sonraki süreçte uluslararası örgütlerin de bu davaya katılmasını bekliyoruz. Türkiye’de tutuklu gazetecilerin önünü açacak bir karar çıkacağını umuyoruz” dedi.
Ne olmuştu?
“Terör örgütü üyeliği” ve “terör propagandası” suçlamalarıyla yargılanan ve kanun hükmünde kararname ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) muhabiri Sayılğan, 24 Ekim 2016’da tutuklanarak, Trabzon Cezaevi’ne gönderilmişti.
25 Ocak tarihinde Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesince Sayılğan’a 8 yıl 3 ay hapis cezası verildi.Gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede suçlamalara kanıt olarak yalnızca yaptığı haberler ve haber kaynaklarıyla yaptığı konuşmaların yazıya dökülmüş kayıtları bulunuyordu.
AİHM, 20 Mart 2018 tarihinde gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın başvurularında karar vererek Türkiye’nin gazetecilerin haklarını ihlal ettiğini bulmuştu. Mahkeme, 15 Temmuz sonrasında yapılan başvurularda sadece bu iki gazetecinin davasında karar verdi.
Kaynak:Bianet