Bloomberg finans muhabirleri Kerim Karakaya ile Fercan Yalınkılıç’ın yanı sıra gazeteciler Mustafa Sönmez, Sedef Kabaş, Merdan Yanardağ ve Orhan Kalkan’ın da aralarında bulunduğu 38 kişinin “ekonomik darbe girişiminde bulunmak” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Çağlayan’da görülen duruşma, sanık ve izleyicilerinin sayısının fazla olması nedeniyle zemin kat C1 bloktaki İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda yapıldı. 20 sanık ve 25 izleyici kapasiteli duruşma salonunda yargılananlar sanık sandalyelerinde yer bulamayıp duruşmayı ayakta izledi. Çok sayıda izleyici de salona giremedi.
Davada yargılanan ve aralarında gazeteci, iktisatçı, yatırımcı ve reklamcıların da olduğu 38 kişiden on dokuzu ve avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmayı Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) yanı sıra Sınır Tanımayan Gazeteciler, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Press in Arrest ile çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu takip etti.
İddianamede sanıkların ekonomik kriz ile ilgili haberleri ve sosyal medya paylaşımları “Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet” suçu ile ilişkilendiriliyor. Sanıklara Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. Maddesi gereğince “piyasa dolandırıcılığı” suçlaması yöneltiliyor. İlgili madde:
“Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nun (BDDK) şikâyeti üzerine hazırlanan iddianamede, savcı Kenan Zurnacı, sanıkların “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ekonomisinin tamamen çökeceğine, piyasadaki tüm şirketlerin finansal açıdan faaliyet gösteremeyecek duruma geleceğine ilişkin delil ve emare olmaksızın asılsız, yanıltıcı paylaşımlar yapmak suretiyle borsada işlem gören ülke ekonomisinin önde gelen firma ve kuruluşları hakkında özetle piyasalarda güvensizlik oluşturmayı hedef aldıkları, böylelikle ülke ekonomisine ilişkin toplum nezdinde güvensizlik ortamı oluşturmaya matuf eylemde bulundukları, böylelikle manevi olarak menfaat temin ettikleri” iddia etmişti.
‘Bu trajikomik bir yargılama’
Duruşmada ilk olarak savunmalar alındı. Bloomberg çalışanı Kerim Karaya, “15-20 yıldır gazeteciyim. Bir sürü ekonomik kriz hakkında haber yazdım. İlk defa yargılanıyorum. Muhalefetten suçlandığım Sermaye Piyasası Kanunu Madde 107/2 üzerine ekonomi gazetecisi olarak görüş verenlerden biriyim. Bu trajikomik bir yargılama,” diye konuştu.
Karakaya’nın avukatı Köksal Bayraktar ise “Müvekkilim iktisat gazetecisi. Gazeteci olayları kamu yararı varsa doğru ve güncelse haber yapar. Yaptığı haber tamamen doğrudur. Dolandırıcılığın meydana gelmesi için aldatıcı hareket olması lazım, burada öyle bir durum yok. ‘Suçun oluşması için menfaat gerekir’ diyor kanun. Kast yeterli değildir. Özel bir kasıt gerekir. Burada o da yok,” diyerek derhal beraat talep etti.
Bloomberg çalışanı bir diğer sanık Fercan Yalınkılıç ise, “7 yıldır ekonomi alanında çalışan bir gazeteciyim. Sadece Türkiye için değil Avrupa ülkeleri için de haber yaptım. Daha önce hiç kötü bir durum yaşamadım. Hayatım boyunca dünyadaki hiçbir şirketin sermaye piyasası ürününden bir kuruş menfaatim olmamıştır. Bloomberg bu konuda çok titizdir. Hesaplarımız kontrol edilir. Aksi durumda iş akdimiz feshedilir” diye konuştu.
Merdan Yanardağ: ‘BDDK işine baksın’
Gazeteci Merdan Yanardağ ise savunmasında “BDDK işine baksın. Ben gazeteci olarak görevimi yapıyorum. Bir de “ekonomik darbe girişimi” ile suçlanıyoruz. FETÖ ile bağlanmış. Ben FETÖ’cü çeteyle mücadele ettiğimden Ergenekon’a eklendik. Bu davanın amacı, ekonomiyi batıran asıl sorumluları gizlemektir. Dava açılacaksa BDDK ile SPK hakkında açılmalı. Bu komik ve gayri ciddi bir davadır ve düşmelidir. Derhal beraatimi istiyorum” diye konuştu.
Mustafa Sönmez: ‘Ekonomik değil siyasi bir dava’
İktisatçı Mustafa Sönmez ise savunmasında “40 yıldır gazeteci ve yazarım. İfade özgürlüğü hakkımı kullandım, kullanmaya da devam edeceğim. Bu dava ekonomik değil siyasi bir davadır. Twitter’daki muhalifleri susturmaya yönelik bir torba davadır. BDDK ve SPK buna alet olmuştur. Bu iki kurum hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum” dedi.
Gazeteci Sedef Kabaş savunmasına ekonomi ve gazetecilik alanındaki deneyimini anlatarak başladı. Kabaş, “Ağustos 2018’de Türkiye, tarihindeki en önemli finansal krizlerden birini yaşadı. Bu kriz ve kamuoyundaki tepkisi dünyanın her yerinde haber değeri taşır. Görevimiz halkı ekonomi hakkında en iyi şekilde bilgilendirmek ki önlem alabilsin” dedi.
Sedef Kabaş: ‘Eleştirilerim ifade özgürlüğü kapsamındadır’
Herhangi bir sermaye piyasası kurulunda görev almadığını, yazdığı tüm yazıların herkesin erişebildiği bilgilerden ibaret olduğunu, tweet’lerinde tavsiyeye yer vermediği belirten Kabaş, “Bir gazeteci ve yurttaş olarak güncel konulara ilişkin eleştirilerimi dile getirdim. Eleştirilerim ifade özgürlüğü kapsamındadır,” diye konuştu.
Kabaş’ın avukatı Sevgi Kalan da iddianamede tweetlerin gelişigüzel seçilip arka arkaya sıralandığını, müvekkilinin savunması alınmadan iddianame hazırlanıp dava açıldığını belirterek yapılanın “bir hukuki hata ve adil yargılanma hakkının ihlâli” olduğunu savunarak, suçun unsurları oluşmaması sebebiyle müvekkilinin derhal beraatini talep etti.
Serbest gazeteci Orhan Kalkan ise Twitter kullanıcılarının ve cumhurbaşkanının açıklamalarına haberinde birlikte yer verdiğine dikkat çekti. Kalkan “İfade özgürlüğümü kullandım. Maddi çıkarım yok, şöhret kazanmadım. Beraatimi istiyorum,” diye konuştu.
Savunma yapanlardan reklamcı Elif Yaşar “Parodi hesap kullanıyorum. Ekonomiden anlamam. Şaka yapmıştım,” diye konuştu. Başka bir sanık kimyager Volkan Şar, yalnızca Anadolu Ajansı’nın döviz kuruyla ilgili bir haberini paylaşan arkadaşına “Şimdilik” diye bir yorum yazdığı için yargılandığını belirtti.
BDDK avukatlarının katılma talebi kabul edildi, derhal beraat talebine ret
Tüm sanık avukatları derhal beraat, aksi halde savunması alınan sanıkların vareste tutulmasını talep ederken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) avukatı da davaya katılma talebinde bulundu.
Ara kararını açıklayan İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Hüseyin Tanfer Ayhan, savunması alınan sanıkların vareste tutulmasına, mazeretli sanıkların mazeretlerinin kabulüne ve bir sonraki celsede hazır edilmelerine, sanıklar Mehmet Selçuk Şimşir ile Mustafa Sarıtaş’ın bir sonraki celsede zorla getirilmelerine, “tüm sanıkların savunma ve sorgularının yapılmadığı ve dosyanın geldiği aşama” gerekçesiyle “şimdilik derhal beraat taleplerinin” reddine karar verdi. Ayrıca, BDDK avukatlarının davaya katılma talebi de kabul edildi.
Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2020 tarihinde saat 10.00’da görülecek.
Kaynak: mlsaturkey.com